Aydan Yalçın
İzmir… Kimi için Ege’nin incisi, kimi için özgürlüğün ve çağdaşlığın simgesi. Türkiye’nin üçüncü büyük şehri ama pek çok anlamda birinci olan bir şehir: kültürde, duruşta, yaşam tarzında.
Fakat son yıllarda bu güzel şehirde dikkat çeken bir çarpıklık var. Belediyelere atanan üst düzey yöneticilere baktığınızda ortak bir şey görüyorsunuz: Çoğu İzmirli değil. Hatta çoğu, İzmir’e hayatında ilk kez bu görevle gelmiş. Malatya’dan, Trabzon’dan, Tunceli’den, İstanbul’dan yöneticiler gelip İzmir’i yönetmeye çalışıyor.
Yahu soruyorum: 4,5 milyonluk İzmir’de liyakatli, eğitimli, deneyimli hiç kimse yok mu da bu kadar dışarıdan atama yapılıyor?
Yıllarca merkezi hükümeti, “bürokratları partizanlıkla atıyor” diye eleştirildik, 2 yılda bir bürokratların yeri değişiyor, hayatında hiç izmir e gelmemiş yöneticileri atıyor tam şehri öğrenmeye başladıkları zaman farklı bir şehre gidiyorlar hop alalım başa her şey sıfır dan başlasın. bugün aynı yöntemi İzmir’de belediyeler uyguluyor. CHP Genel Merkezi neredeyse her belediyeye doğrudan müdahil oluyor. Belediye başkanları, birlikte çalışmak istedikleri kadroları oluşturamıyor. Başkan ve bürokrat birbirine alışana kadar, birbirinin dilinden anlayana kadar aylar hatta yıl geçiyor. sonuç peki ? Kaybedilen zaman, yanlış yapılan hizmetler, yada hiç bir şey yapılmaması. peki neden farklı şehirlerin milletvekilleri, Genel Başkan Yardımcıları İzmir ile top gibi oynuyorlar?
Bir şehir böyle mi yönetilir?
Belediyecilik sadece yasa, bütçe ve ihale bilmekle yapılmaz. O şehrin ruhunu, insanını, nabzını bilmekle olur. Karşıyaka’da halk neye önem verir, Gaziemir’de hangi sorun yıllardır çözülmez, Konak’ta kimin sesi duyulmaz… Bunları bilmeyen biri, hangi koltukta oturursa otursun, şehrin nabzını tutamaz.
Şu da acı bir gerçek: İzmir’in belediyelerinde ciddi bir personel fazlalığı var. Liyakatle değil, siyasetle gelmiş birçok isim var. Ve bu sorun artık halkın hizmet almasını bile etkiliyor. Şimdi üstüne bir de şehri tanımayan yöneticiler eklendiğinde tablo iyice içinden çıkılmaz hale geliyor.
İzmir’in buna ihtiyacı yok.
Eğer CHP gerçekten yerel yönetimlerde başarıyı hedefliyorsa, kendi seçtiği belediye başkanlarının kadrolarına karışmayı bırakmalı. Ankara’dan İzmir’e talimat yağdırmak yerine, yerelden gelen sese kulak vermeli. Çünkü İzmir, partilerin değil halkın şehri.
Ve İzmir halkı bu şehre sahip çıkmayı iyi bilir.
Artık yeter. Ankara’dan İzmir’e değil, İzmir’den Türkiye’ye örnek olacak bir yönetim anlayışı lazım. Bu şehir, kendisini tanıyan, burayla büyüyen, burada yaşayan insanlar tarafından yönetilmeli. Bürokrasi rotasyon yeri değil, hizmet yeridir.
İzmir, yöneticisini dışarıdan istemiyor. Kendi içinden çıkan, şehrin ruhunu taşıyan, liyakatli isimleri hak ediyor. Çünkü İzmir, sadece bir şehir değil; bir duruş, bir yaşam biçimi. Ve bu yaşam biçimini, sadece onu yaşayanlar anlayabilir.
YORUMLAR