Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Servet Ertaş
Servet Ertaş

Zaman Tüneline Açılan Pencere: Anafartalar Caddesi

(İzmir, Çankaya)

İzmir’in göbeği denildiğinde akla Kordon’un deniz kokusu, Alsancak’ın şıklığı gelir. Oysa bu kentin asıl ruhu, kitlelerin nabzı, Anafartalar Caddesi’nin İkiçeşmelik’ten (Gürçeme Caddesi’nden) başlayıp Basmane’ye uzanan kıvrımlı, tarihi damarlarında atar. Burası, bir caddeden çok, zamanda yolculuk imkanı sunan canlı bir müzedir. Benim de 1990’lı yıllara uzanan anılarım saklıdır birkaç noktasında.

Zaman Tüneline Açılan Pencere Anafartalar Caddesi

İZ-AFED Derneği ekibi ile birlikte Agora bölgesinde çevre-iklim-afet döngüsel ilişkisi üzerine 2025 yılı Eylül-Aralık döneminde bir proje çalışması yaparken buralara sıkça yolumuz düştü. Proje çalışmamızda kırılgan gruplar, yoksullar, göçmenler odak noktamız olunca, bölgeye daha bir sosyolojik pencereden bakma refleksi gelişti. Bu yazının çıkış noktası da işte bu pencere oldu.

Gürçeme Caddesi’nden bu koridora adım attığınız anda, sanki bir zaman tünelinin girişine varmışsınız gibi hissediyorsunuz. Hemen yanınızda ince taş işçilikli, geçmiş asırlardan kalma yapılar yükselirken, az ileride modernleşmenin telaşıyla yükselmiş sıradan binalar yan yana duruyor. Bu mimari kontrast, Anafartalar’ın kendisiyle ne kadar barışık olduğunun en güçlü kanıtıdır.

Zaman Tüneline Açılan Pencere Anafartalar Caddesi

Ticaretin ve Kültürün Kesişim Noktası

Bu caddeye “sınırlarımızın dışına veya zamanda 30-40 yıl geriye yolculuk” hissi veren asıl şey ise insan dokusu ve ticaretin ritmidir. Pagos’tan Agora’ya binlerce yılın izlerini taşıyan ve tarih kokan bir semtte, Anafartalar Caddesi tarihin sayfalarına uzanan bir zaman tüneli gibidir.

Caddeye girince duyduğunuz keskin bir kahve-mırra kokusu, ortama başka bir mistik hava katar. Hatuniye Camii çevresi ve meydanı buranın en canlı noktasıdır. 945 Sokak başında Paşa Konağı ve Otel 945 binası ise tarihi dokuyu yansıtan mimari örnekleri oluşturur.

Burada alışveriş, büyük markaların steril mağazalarından çok, küçük, samimi dükkanlarda, yüksek sesli pazarlıklarda ve asırlık esnaflığın sıcaklığında gerçekleşir. Caddenin üzerine gerilmiş tentelerin altındaki hareketlilik, her an bir şeylerin alınıp satıldığı, hayatın durmaksızın aktığı bir sahneyi resmeder.
Fakat Anafartalar’ı eşsiz yapan, sadece ticaretin canlılığı değil; aynı zamanda “her renkten ve her kültürden insanla karşılaşma” vaadidir. Çarşının yoğunluğu içinde hızla yürüyen takım elbiseli bir iş adamı, yanında yöresel kıyafetleriyle yürüyen bir esnaf, birkaç adım ötede ise turistler… Bu cadde, İzmir’in kozmopolit yapısının, Ege’nin misafirperverliğinin ve tarih boyunca liman kenti olmasının getirdiği zenginliğin somutlaşmış halidir.

Zaman Tüneline Açılan Pencere Anafartalar Caddesi

Bir Hafıza Mekanı

Anafartalar, sadece bir geçiş yolu değil, aynı zamanda bir hafıza mekanıdır.
Geçmişte İzmir Yangını’nın izlerini taşıyan, farklı din ve milletlere ev sahipliği yapmış bu sokaklar, fısıltılarla dolu. Yürürken gördüğünüz her cumba, her taş cephe, geride kalan bir hikayeyi anlatır. Katlı otoparka doğru ilerleyip Basmane’ye ulaştığınızda ise, kentin ana ulaşım arterlerinden birine bağlanır, bu sıcak tünelden modern yaşama geri dönmüş olursunuz.

Zaman Tüneline Açılan Pencere Anafartalar Caddesi

Anafartalar Caddesi, İzmir’i gerçekten tanımak isteyenlerin mutlaka uğraması gereken bir laboratuvar. Burası; tarihi, kültürü ve insanı, en saf ve en dinamik haliyle sunan, zamana meydan okuyan, İzmir’in ruhunu taşıyan canlı bir arterdir.

Servet Ertaş (*)

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER