İzmir’in sokaklarında özellikle son birkaç yıldır en fazla göze çarpan sokak hayvanları için olur olmaz her yere bırakılan mamalar, yemek artıkları ve gelişigüzel herkesin kafasına göre yaptığı sözde hayvan barınakları.
Yanlış anlaşılmasın ne hayvan haklarına ne de hayvan severlere karşıyım.
Ama anlaşılmayan ya da gerçekten herkesi rahatsız eden o kadar çok şey var ki bu konuda.
Bazen hayvan severlerin hassasiyeti mi yoksa mama üreticilerinin para kazanma hırsı mı; anlamak çok zor oluyor.
Neden bunca konuşulması gereken olay varken böyle bir yazı?
İnanın her birkaç adım başı gördüğüm manzara eminim ki içimizden birçok kişiyi rahatsız ediyor ama birçok şey gibi vatandaşımız bunda da suskun kalmayı yeğliyor.
Her ne kadar bazen kitle psikolojisi ile elimizin altındaki suçluyu linç etmeye kalkışsak bile.
Biliyorum sokak hayvanlarına ilgi birçok kişinin duyduğu bir ortak empati ve sorumluluk duygusundan kaynaklanıyor. Bu toplumsal bilinçlenme mi yoksa hayvanları koruma yasası ile oluşan çok farklı tepkiler mi bilemiyorum.
Her köşe başına bırakılan mama ve çeşitli yiyecekler insanlarımızın doğa ve canlıya karşı hissettikleri sorumluluğun bir yansıması da olabilir ama bu konuda pek fazla iyi niyetli olamıyorum nedense.
Her köşe başına bırakılan yiyecekler sokakta görmeyi alıştığımız hayvanlar için gerçekten yararlı mı yoksa bırakılanlar içerisinde onlara işkence olabilecek yiyecekler de var mı?
Ya sokaklara bıraktığımız yiyecekler sokak hayvanlarının doğal yaşamlarını nasıl etkiliyor hiç düşündünüz mü?
Her gün köşe başında yiyeceği garanti olan hayvanların doğaya uyumlarında, karakterlerini bulmada, yaşamada etkileri olmaz mı?
Ya onların doğal avlanma yetileri, hazır beslenme ile onların bu yetilerinin yok olmasına yardımcı olmuyor muyuz acaba?
Hadi hepsinden vazgeçtim, özellikle ilkokul duvarları çevresine bırakılan onca yiyecek açık havada nelere yol açabilir düşündük mü?
Hijyen sorunu, küçük çocukların meraklı dokunuşları, yiyecekler nedeni ile davet ettiğimiz bizi rahatsız edecek bir yığın haşere…
Üstelik hayvan severlerin kendilerince duyarlı davranışları benim gibi bir çok kişiyi rahatsız ettiği de aşikar.
Kaldı ki son çıkan yasa ve yönetmelikler bu konuda yerel yönetimlere görev verdiği halde pek adım atılmadığı çok açık.
Bir de asıl anlayamadığım şu: Son çıkan yasa ile (2024 Ağustos 7524 sayılı kanun) Hayvanların korunması çok daha bir üst noktaya taşındığı halde insanlarımız geçmişte olmadığı kadar hayvan sever oluverdiler.
Özellikle 2020 yılların sonuna değin ne sokaklarda adım başına mama vardı ne de ondan bundan çer çöpten yapılmış hayvan barınağı. ( Her ne kadar şu an biraz modernleşse de)
Peki, ne oldu da insanlarımız şu dört beş yıl içinde bunca değişti?
Acaba bazı siyasal karşıtlıklar buralara da mı sıçradı?
İnsanlarımız daha mı duygusal oldu?
Hayvan maması üreticileri reklamlar vasıtasıyla insanlarımızın duygusal yönlerini iyi tespit ederek bu konuda başarılı işler mi yapıyorlar?
Yerel yönetimler bu konuda kalıcı çözümler üretmede yetersiz mi?
Bu konuda sanırım çok şeyler yazılabilir.
Ama ben metronun duvarları üzerinde kedi maması bırakılıp oraların pislik yuvası haline getirilmesinden hoşlanmıyorum.
Okul duvar diplerinin kedi köpek maması ile doldurulmasından hem kendim hem yavrularımızın sağlığı açısından hoşlanmıyorum.
Sadece duvar diplerine değil yolun ortasına her iki metrede bir bırakılan mamaları bırakanları da, onları ikaz ettiğimde şimdi gelir onları yerler demelerinden de hoşlanmıyorum.
Çevredeki insanların korkabileceğini düşünmeden kalabalık kaldırımlarda yanında köpeği ile gezen, köpek idrarını manavın kasasına yaparken pişkin pişkin bakanlardan hoşlanmıyorum.
Hayvanın bıraktığı pisliği etrafına bakıp kimse yoksa almadan gidenlerden hoşlanmıyorum.
Yaptığı her iş veya attığı her adımda Avrupa övgüsü yapıp, Avrupa da neden sokak hayvanı olmadığını sorgulamayanlardan da hoşlanmıyorum.
Yazın çocukları eğlensin diye kedi köpek alıp da eylül ayında yazlığı kapatıp hayvanı sokağa bırakanlardan da hoşlanmıyorum.
Ben hayvan düşmanı değilim ama tüm bu olumsuzlukları olağan karşılıyorsanız beni nasıl isterseniz öyle düşünün…











YORUMLAR