Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Aydan YALÇIN
Aydan YALÇIN

CHP’nin 17 Yıllık Sessizliği Bitti: Peki Ya Şimdi?

Aydan Yalçın

Türkiye siyasetinde muhalefet partilerinin en büyük zaafı, yıllarca “biz iktidar olursak” cümlesini kurmaktan çekinmek oldu. CHP‘nin 39. Olağan Kurultayı’nda kabul edilen yeni parti programı, işte bu tabuyu yıkıyor. 17 yıl sonra yenilenen program, artık “eleştiri” değil, “çözüm” üretme iddiasında. Peki, bu vaatler seçmeni ikna etmeye yeter mi?

Vaatlerin Dili Değişti

“Her mahallede kreş olacak”, “Okullarda ücretsiz yemek verilecek”, “YÖK kaldırılacak”… Bu cümleler, artık “yapılmalı” değil, “yapacağız” diyor. Muhalefet partisi için bu, psikolojik bir kırılma noktası. Yıllarca “iktidara aday olmayan muhalefet” eleştirilerini alan CHP, şimdi masaya somut vaatler koyarak diyor ki: “Biz hazırız.”

Bu, siyaset dilinde önemli bir değişim. Seçmen, artık sadece mevcut hükümeti eleştiren değil, alternatif sunan bir muhalefetle karşı karşıya. Özgür Özel’in “Milletin Programı” derken kastettiği de bu: İktidar olduğumuzda hayata geçireceğimiz net bir plan.

CHP 39. olağan kongre Özgür Özel

Cüzdana Dokunan Vaatler

Seçmenin en çok ilgilendiği konu, ekonomi ve günlük hayat. CHP’nin programında bu alanda somut adımlar var. Mazotta ÖTV ve KDV’nin kaldırılması, özellikle kırsalda yaşayan çiftçi ve küçük nakliyeciler için can suyu. Tarımsal maliyetler düştüğünde, sofralara yansıması kaçınılmaz.

Temel vatandaşlık geliri ise Avrupa’da tartışılan, bazı ülkelerde pilot uygulama yapılan bir model. Dar gelirli ailelere düzenli bir gelir desteği, yoksullukla mücadelede kritik bir adım olabilir. Ancak seçmen şunu merak ediyor: Bu para nereden gelecek? CHP, iktidar olursa bu vaadi yerine getirmek için hangi kaynaklara başvuracak?

İşsizlik sigortası fonunun işverenlere değil, işçilere kullanılması vaadi de çalışan kesimin ilgisini çekiyor. Pandemi döneminde bu fon nasıl kullanıldı, herkes hatırlıyor. Muhalefet, bu konuda net bir duruş sergiliyor.

Eğitimde Radikal Adımlar

Okulların tam gün eğitime geçmesi, köy okullarının yeniden açılması, öğretmen alımlarında mülakatın kalkması… Bunlar sadece eğitim politikası değil, aynı zamanda toplumsal eşitlik meselesi. Tam gün eğitim, çalışan anne-babaların hayatını kolaylaştırırken, çocuklara daha nitelikli bir öğrenme ortamı sunuyor.

YÖK’ün kaldırılması ise üniversite camiasında yıllardır tartışılan bir konu. Muhalefet, bu vaatle akademik özgürlük taraftarlarına mesaj veriyor. Ancak gerçekçi olmak gerekirse, YÖK’ü kaldırmak kolay, ama yerine ne koymak zor. Seçmen bunu soruyor: Özerklik mi gelecek, yoksa yeni bir kontrol mekanizması mı?

Her mahallede devlet kreşi vaadi ise çalışan kadınlar için devrim niteliğinde. Özel kreşlerin maliyeti, ailelerin bütçesinde ciddi bir yük. Devlet kreşleri yaygınlaşırsa, hem kadınların iş gücüne katılımı artar, hem de nitelikli erken çocukluk eğitimi sağlanır.

Güvenlik ve Askeri Alanda Cesur Adımlar

Polislere sendikalaşma hakkı vermek, güvenlik bürokrasisi için büyük bir değişim. Polisin de çalışan hakları olduğunu kabul etmek, demokratik bir adım. Ancak bu, iktidar olunca gerçekleştirilmesi en zor vaatlerden biri olabilir. Güvenlik aygıtı, bu tür değişimlere her zaman direnç gösterir.

Askeri liselerin ve askeri hastanelerin yeniden açılması ise farklı bir mesaj içeriyor. Muhalefet, “güçlü devlet” vurgusunu yaparak milliyetçi seçmene de sesleniyor. Kuvvet komutanlıklarının Genelkurmay’a bağlanması, askeri yapıda yeniden yapılandırma anlamına geliyor.

Bu vaatler, CHP’nin sadece sol-sosyal demokrat değil, aynı zamanda milliyetçi reflekslere de hitap ettiğini gösteriyor. Seçmen tabanını genişletme çabası açık.

Yaşam Kalitesine Dair Vaatler

Yaz saati uygulamasının kaldırılması, basit görünse de milyonlarca insanın biyolojik ritmine dokunuyor. Özellikle çocukları olan aileler ve sabah işe gidenler, bu uygulamadan şikayetçi. Muhalefet, bu gibi “küçük” ama gündelik hayatı etkileyen konulara da değinerek, seçmenin günlük dertlerini dinlediğini gösteriyor.

Deniz kıyılarının halka açılması, Türkiye gibi sahil şeridi zengin bir ülke için kritik. Kıyılar, yıllardır otel ve tatil köylerine kapatıldı. Bu vaat tutulursa, vatandaş kendi ülkesinde tatil yapma hakkını geri kazanır.

Dar gelirli ailelere tatil fonu ayrılması da sosyal devlet anlayışının bir göstergesi. Tatil, sadece üst gelir grubunun hakkı olmamalı. Bu vaat, “herkes için refah” söyleminin somut bir karşılığı.

İktidar Olunca Ne Olacak?

Tüm bu vaatler çok güzel, ama asıl soru şu: CHP iktidar olursa, bunları gerçekten yapabilir mi? Siyaset tarihimiz, yerine getirilmeyen vaatlerle dolu. Seçmen, artık sadece söz değil, icraata bakıyor.

Muhalefet partisi, bu programı hazırlarken bir yıl boyunca uzmanlarla çalıştığını söylüyor. Bu, vaatlerin havada kalmadığının, teknik altyapısının olduğunun işareti. Ancak siyasette niyetler kadar imkanlar da önemli. Ekonomik gerçeklik, bürokratik direnç, siyasi mutabakat… Hepsi bu vaatlerin önünde engel olabilir.

Öte yandan, muhalefet artık “biz yapabiliriz” mesajı veriyor. Bu, seçmen nezdinde önemli bir algı değişimi yaratabilir. Yıllarca “iktidar adayı değil” denilen bir parti, şimdi “iktidar programı” sunuyor.

Seçmen Ne Diyor?

Vaatlerin test edileceği yer sandık. Seçmen, bu programı beğenir mi, yoksa “yine vaat” deyip geçer mi? Türkiye’de seçmen davranışlarına bakıldığında, somut vaatler her zaman ilgi görüyor. Ancak güvenilirlik de önemli. “Bu parti iktidar olursa gerçekten yapar mı?” sorusu, kafaları meşgul ediyor.

CHP, son yerel seçimlerde büyükşehirleri kazanarak yeniden güven tazeledi. Belediyelerinde yaptıkları, vaatlerini yerine getirebileceklerinin kanıtı olarak sunuluyor. Eğer bu programdaki vaatler, belediye çalışmalarıyla örtüşürse, ikna edicilik artar.

Siyasetin Yeni Dili

Sonuç olarak, CHP’nin 17 yıl sonra yenilenen programı, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin sinyallerini veriyor. Muhalefet, artık sadece “karşı çıkan” değil, “alternatif sunan” konumunda. Bu, demokrasi için sağlıklı bir gelişme.

Vaatlerin gerçeğe dönüşmesi ise zamanla görülecek. Ama en azından şu an, seçmene somut bir plan sunuluyor. “Biz iktidar olursak işte bunları yapacağız” demek, cesaret ister. CHP, bu cesareti gösterdi. Şimdi sıra, seçmenin bu vaatlere inanıp inanmamasında.

Türkiye siyaseti, belki de ilk kez uzun yıllar sonra, gerçek bir iktidar yarışına tanık olacak. Seçmen, iki alternatifi karşılaştırıp, tercihini yapacak. Bu, demokrasinin olması gereken hali. Bakalım sonuç ne olacak?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER