Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ümit Özdağ’dan bomba açıklamalar: Türkiye’yi sarsan tüzük kongresi konuşması!

Ümit Özdağ, Zafer Partisi 3. Olağanüstü Tüzük Kongresi’nde Türkiye’yi uyardı! Sığınmacılar, dış politika ve demokrasi krizi

Ümit Özdağ, Zafer Partisi 3. Olağanüstü Tüzük Kongresi’nde Türkiye’yi uyardı!

Zafer Partisi tüzük kongresi’nde Ümit Özdağ’dan sert eleştiriler

NHABERİZMİR – Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, partisinin 3. Olağanüstü Tüzük ve Katılım Kongresi’nde çarpıcı bir konuşma yaptı. Ankara’da gerçekleşen kongrede, Özdağ, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu milli birlik krizi, devlet krizi, sığınmacılar krizi ve ekonomik kriz gibi ağır tehditlere dikkat çekerken, 5 ay Silivri’de geçirdiği haksız tutukluluğun ardından ilk kez partilileriyle buluştu. Konuşması 45 sayfalık bir metinle desteklenen Özdağ, Türkiye’nin geleceğine dair iddialı projeler sundu ve 56 tanınmış ismin partiye katıldığını duyurdu.

“Gerçekler için felaket mi gerek?”

Ümit Özdağ, konuşmasına haksız yere 5 ay Silivri’de rehin tutulduğunu ve haksız bir cezaya çarptırıldığını hatırlatarak başladı. “Düşman ceza hukukuyla susturulmak istendik, ama buradayız,” diyerek partililere seslendi. Türkiye’nin başına İran’da yaşanan türden bir felaket gelmeden gerçekleri görmesi gerektiğini vurguladı. “S-400’leri üzerinde dantelle mi saklayacağız?” sorusuyla savunma sistemlerindeki zaafiyetleri eleştirdi. Özdağ, Dışişleri Bakanlığı’nı “AK Partili amatörlerin oyun yeri” olmaktan çıkaracaklarını ve profesyonel diplomatlarla milli bir dış politika izleyeceklerini belirtti.

Ümit Özdağ’dan bomba açıklamalar

Küresel ve bölgesel tehditlere karşı uyarı

Dünyanın iki kutuplu bir düzene evrildiğini belirten Ümit Özdağ, Çin’in devlet kapitalizmiyle ABD’ye meydan okuduğunu ve Türkiye’nin bu rekabetten etkilendiğini söyledi. Rusya-Ukrayna Savaşı’nı “3. Dünya Savaşı’nın ön muharebesi” olarak nitelendirdi. Orta Doğu’daki gelişmelere değinerek, Hamas’ın İsrail’e saldırısını, İran-İsrail çatışmasını ve Suriye’deki Esad rejiminin çöküşünü detaylıca anlattı. “PYD’nin silah bırakacağı yalanıyla Türk milleti oyalanıyor,” diyerek PKK/YPG’nin Türkiye’ye karşı savaş hazırlığında olduğunu iddia etti. İsrail’in “Büyük Kürdistan” projesiyle Türkiye’nin toprak bütünlüğünü hedef aldığını vurguladı.

Ümit Özdağ’dan bomba açıklamalar

Sığınmacılar ve iç güvenlik sorunu

Ümit Özdağ, Türkiye’deki 13 milyon sığınmacı ve kaçak göçmenin milli güvenlik tehdidi oluşturduğunu tekrarladı. “MOSSAD için çalışan kaç yabancı eleman var bu topraklarda?” sorusuyla istihbarat zafiyetine dikkat çekti. Ağustos 2025’te Milli İstihbarat Akademisi’nin raporuna atıfta bulunarak, sığınmacıların iç karışıklıkta “beşinci kol” olarak kullanılabileceğini belirtti. Organize suç, uyuşturucu ve sanal kumarla mücadele için “Tertemiz Türkiye Projesi”ni başlattıklarını duyurdu.

Türkiye’nin İsrail ve Batı ile ve Türkiye düşmanı her hasımla karşı karşıya geldiği zaman zayıf karnını ne yazık ki ülkemizde yaşayan milyonlarca sığınmacı ve kaçak oluşturmaktadır. Neden yıllardan beri bunu anlatıyoruz? Sığınmacı ve kaçaklar içeride iç karışıklık çıkartılmak istendiği zaman kullanılacak bir malzeme olacaklardır. Onlar üzerinden çıkartılacak bir iç karışıklığın daha sonra PKK/YPG tarafından destekleneceği ve büyütülmeye çalışılacağı konusunda yıllardan beri bu hükümeti uyarıyoruz. Türkiye için de suikast, bombalama, karışıklık eylemlerini, teknik ve istihbarat desteği vereceği adeta bir beşinci kol oluşmuştur. Bakın biz bunları yıllarca söyledik. Ağustos 2025’te geçen ay Milli İstihbarat Akademisi bir rapor yayınladı ve bu raporda İran-İsrail savaşından alınması gereken dersleri ortaya koydu. Ve dedi ki Türkiye’nin istihbarat ve güvenlik kurumları ülkemizde bulunan yabancılarla ilgili güvenlik ve istihbaratı sağlayabilecek durumda değildirler. Ve halkın bunun için bir bilinçlendirilmesi gerekiyor.

Ben de soruyorum, biz bunu yaptık, yıllardan beri yapıyoruz. Siz söylediğiniz için yapmadık, sizden erken gördüğünüz için yaptık. Niye tutukladınız o zaman? Niye tutukladınız? İlla Türkiye’nin başına İran’ın başına gelen türden bir felaket gelmesi mi lazım gerçekleri görmeniz için? Acaba şu anda MOSSAD için çalışan kaç yabancı eleman var bu topraklarda? Bakın, birkaç gün önce gazeteci Gürbüz Eren İsrail’de, İsrail Genel Kurmayında yapılan bir toplantıdan bahsetti. Kendisine aramış oldum, bilgi kaynağı, hiçbir gazetede çıkmadı dedi, yurt dışında, benim özel bilgi kaynaklarım. Bunun içinde İsrailler de var dedi. O toplantıda, Türkiye’deki sığınmacı ve kaçakların nasıl kullanılabileceği de konuşulmuş. E tabii konuşurlar. Sadece konuşmamışlardır. Şimdiye kadar organize olduklarını da biliyoruz. Nereden? Çünkü Milli İstihbaratın MOSSAD operasyonunda yakalananların çoğu, sığınmacı ve kaçak durumundalar.

Bakın, ülkemizin değişik yerlerinde bu insanlar kullanılarak, İran’da olduğu gibi SİHA’ya ve İHA gizli depoları oluşturup oluşturulmadığını bilmiyoruz. Bu insanların insani istihbarat toplamak için şehirlerimizde nasıl kullanıldıklarını bilmiyoruz. Daha çok uzun zaman değil, çok kısa bir süre önce iki tane YPG’li Ankara’da göz bebeği, bu devletin göz bebeği bir kuruluşu bastı, TUSAŞ’ı bastı.

İsrail’in Kıbrıs’ta da çok aktif olduğunu görüyoruz. Rum kesimiyle yoğun bir askeri iş birliği içindeler. Yani bir Türk-İsrail çatışması sadece Türk-İsrail çatışması değil, elbette Yunanistan’ın karasularını on iki bine çıkartması, Güney’de, Kıbrıs’ta Türk birliklerine karşı bir saldırıyla desteklenebilir. Şimdi Cumhur İttifakı’na buradan sesleniyoruz. İsrail’e karşı bu kadar büyük endişeleriniz varsa, KKTC’de İsrail’in arazi almasına neden izin veriyorsunuz?

Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin hızla bir savaşa, askeri ve politik çatışmaya hazırlanması gerektiğini de gösteriyor. Yapılması gereken adımları tekrar ediyoruz. Bunlar bizim çelik miğfer projemizin parçaları. Kuvvet komutanlıkları Genelkurmay Başkanlığına bağlanmalı. Jandarma Genel Komutanlığı askerî açıdan tekrar TSK’nın parçası olmalı. Jandarma alaylarının alay sancakları jandarmaya teslim edilmeli. Emir komuta birliği ancak böyle sağlanabilir. Eski Genelkurmay Başkanlarını Milli Savunma Bakanı yapmakla meseleyi sivilleştirmiş olmazsınız. Önemli olan sistemdir. Sistemin doğru kurulması lazım. Bugün sistem yanlış. Hemen askeri sağlık sistemini kurmamız lazım. Hemen askeri yargıyı tekrar kurmanız lazım. Hava savunma sistemlerimizin hızla geliştirilmesi lazım. ASELSAN’la Sanayi Bakanlığı arasında imzalanan sözleşmeden anlıyoruz ki çelik kubbe projesinin ilk bölümü 2020’den başlayacak ve 2031’den bitecek. Peki o zamana kadar ne yapacağız? Ne yapacağız o zamana kadar? S-400’leri aktive edecek misiniz? Yoksa üzerinde dantelle mi saklayacağız? Rusya bu arada S-400’leri geri satın alabileceğini söylemiş. Ukrayna ile olan savaşta ihtiyaç duyduğu için doğruysa onu da göreceğiz bakalım gelebilecekler mi? Türk Hava Kuvvetleri’nin yeni nesil savaş uşaklarına ihtiyaç duyduğu açık bir husus. Kağan uçaklarının çok başarılı bir proje olduğunu duyuyoruz. Ama envantere girmesi için 13 yıl olduğu anlaşılıyor. Pahalı olmasına rağmen bu noktada Eurofighter uçaklarının alınması doğru bir adım oldu. Ama onun da teslimi için bir süre gerekiyor. SİHA ve İHA yönetimi ve kullanımı konusunda bir başarı yaşanmıştır. Bunu görüyoruz. Tebrik ediyoruz. Ancak bu başarının savaş uşağı konusunda da yaşanması bir zorunluluktur. Zırhlı birliklerimizin güçlendirilmesi bir zorunluluktur. Bu konuda çok geri kaldık. Çevre ülkelerinin zırhlı birlikleri dengeyi bozacak ölçüde güçlenmeye başladılar. Altay tankının henüz teslim edilmemesi büyük bir zaaftır. Türkiye silahlanma konusunda önceliklerini doğru teşvik etmek zorunda. Şimdi ihtiyaç duyduğumuz şey uçak gemisi değil. Zırhlı Tugaylar Türkiye’nin önceliği olmaktır bu konuda. Denizlerde yapılması gereken ise MİLGEM Projesiyle ayağa kalkan Türk savaş filosunun güçlendirilmeye devam edilmesi olmalıdır. Ve Türkiye’nin siber savaş ve savunmasında eksikler olduğunu gayet iyi biliyoruz. Siber savaş yapımız güçlendirilmeli. Bu listeyi uzatabiliriz. Ancak temel hususlar bunlar. Biz Türk dış politikasının Zafer Partisi olarak siyasal ümmetçi hayallerden milli gerçekçi bir zemine çekilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Dışişleri Bakanlığı’nı AK Partili amatörlerin oyun yeri olmaktan çıkartıp tekrar profesyonel diplomatların çalıştığı bir bakanlık haline getireceğiz. Türk dış politikasını Türk milletinin milli çıkarlarını gerçekleştirecek şekilde yöneteceğiz.

Demokrasi ve hukuk krizi

Ümit Özdağ, Türkiye’de demokrasinin öldürülmek istendiğini ve CHP’nin de 19 Mart’ta başlayan bir “bastırma operasyonu”yla karşı karşıya olduğunu söyledi. 15 Eylül 2025’te CHP’ye kayyum atanma ihtimaline değinerek, “Düşman ceza hukuku önce bize, şimdi CHP’ye uygulanıyor,” dedi. Anayasa’nın 10. maddesinin askıya alındığını ve muhaliflere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığını savundu. Bayrampaşa Belediye Başkanı’nın gözaltına alınmasını örnek göstererek, “Bu adalet mi?” diye sordu.

Gençlik ve emekliler için çözüm önerileri

Türk gençliğinin ikinci sınıf vatandaş gibi muamele gördüğünü belirten Özdağ, “Üniversite köyü” kampüsleri kuracaklarını, her öğrenciye tek kişilik yurt odası ve asgari ücret seviyesinde burs vereceklerini vaat etti. 25 yaşında gençlere ev sahibi olma imkanı sağlayacaklarını açıkladı. 17 milyon emekliye seslenerek, 2008’den beri %30’a düşürülen maaş oranını %70’e çıkaracaklarını ve refah payı vereceklerini duyurdu.

Dış politika ve savunma hamleleri

Ümit Özdağ, Türk dış politikasını “siyasal ümmetçi hayallerden” milli gerçekçi bir zemine çekeceklerini belirtti. Savunma alanında Çelik Miğfer Projesi’ni hayata geçireceklerini ifade etti: Kuvvet komutanlıklarının Genelkurmay’a bağlanması, askeri sağlık ve yargının yeniden kurulması, S-400’lerin aktive edilmesi ve zırhlı birliklerin güçlendirilmesi gibi adımlar attıklarını söyledi. “Altay tankı teslim edilmedi, uçak gemisi değil zırhlı tugaylar önceliğimiz,” dedi.

Zafer Partisi’nin yükselişi

Ümit Özdağ, partinin 4 yılda sıfırdan gelerek Türk gençliğinin desteğiyle büyüdüğünü vurguladı. “Anıtkabir’den Hoca Ahmet Yesevi’ye, Hacı Bektaş’tan Anadolu’ya uzanan bir yol izledik,” diyerek köklerine sahip çıktıklarını belirtti. Kongrede, akademi, siyaset ve iş dünyasından 56 ismin partiye katıldığını duyurdu.

Partiye yeni katılan isimler;

– MHP eski Genel Başkan Yardımcısı ve 21. Dönem İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş,

– 25. Dönem MHP Gaziantep Vekili Ertuğrul Tolga Orhan,

– Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, T.C. İçişleri Bakanlığı Bilim Kurulu eski Başkanı T.C. Adalet Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Ak,

– Hacettepe Eğitim Fakültesi’nden emekli Prof. Dr. Nuray Senemoğlu,

– Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, E. Sanat Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nusret Çam,

– Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Haşmet Mesut Özsoy,

– Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyolog, Prof. Dr. Nevzat Güldiken,

– Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsa Özkan,

– Ankara Üniversitesi DTCF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu,

– Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meşkure Yılmaz,

– İş insanı / Anahtar Parti eski teşkilat başkan yardımcısı — Özkan Koçıntar,

– Av. Tayga Ak,

– Kayseri Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Mustafa Çalıksoy,

– Veteriner Hekim Prof. Dr. Fuat Gürdoğan,

– Yaşar Nuri Öztürk’ün oğlu, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Tahir Öztürk,

– Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Emel Türk Arıbaş,

– Emekli Albay, Diş Tabibi Prof. Dr. Sermet Şahin,

– İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı; Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Dağlı,

– Ekonomist, Planlama Uzmanı ve Dış Ticaret, Emekli Müsteşar Yardımcısı Fikret Artan,

– Opr. Dr. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Tevfik Sipahi,

– Genetik Uzmanı Dr. Ayşe Şaylı,

– Yazar, Eğitimci, Emekli TBMM Başkan Müşaviri — Emine Öte,

– Aydın Adnan Menderes Üni., İşletme Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi — Prof. Dr. İlyas Karabıyık,

– Mali Müşavir Abdulhalim Öztürk,

– Doğuş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ali Aslan,

– İş İnsanı Ahmet Ateş,

– Avrupa Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu eski GİK Üyesi, İYİ Parti Almanya eski Başkanı Atilla Ercüment Çelik,

– İTÜ’den Makina Mühendisi Baran Yüksel Gültekin,

– İş İnsanı Cihan Çolaklar,

– Emekli Albay, Genelkurmay eski Halkla İlişkiler Şube Müdürü Emin Yılmaz Sancaktar,

– Bilgi Yönetimi Uzmanı Dr. Engin Tekin,

– İş İnsanı Erkan Uzun,

– ODTÜ Mezunu İş İnsanları Derneği Başkanı Ersan Ener,

– Av. Esma Alev Akyüz,

– Yatırımcı / İş İnsanı Faruk Bedük,

– Petrokimya alanında iş insanı Fatih Fethullah Arıcan,

– Büyük Birlik Partisi eski Ankara İl Başkanı Gökhan Tüzün,

– İş İnsanı Gökhan Kargı,

– Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hakan Çağlar,

– İş İnsanı, İYİ Parti eski İstanbul Esenyurt İlçe Başkanı Hakan Akkuş,

– İş İnsanı, İYİ Parti eski İstanbul İl Yönetim Üyesi İlker Murat Bozkurt,

– Mehmet Umut Zencirli,

– Ses Sanatçısı Mehmet Elitaş,

– İYİ Parti eski İstanbul İl Başkan Yardımcısı Meryem Tanrıverdi Göktaş,

– İş İnsanı Murat Ünal,

– İş İnsanı Murat Aykoç,

– Avukat Muhammet Lütfü Katırcı,

– İş İnsanı Nihal Ermiş Anita,

– Mali Müşavir Naim Kırmacı,

– Av. Rasih Muhammet Daniş,

– Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Semra Ener,

– Diyap Ağa’nın torunu Sel Tanrıverdi,

– Avrupa Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu eski Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Han,

– İYİ Parti eski Almanya Başkan Yardımcısı Seyfettin Kuzu

– Milli Eğitim Eski Başmüfettişi Tarkan Kozan

– Diş Hekimi Yusuf Erbay.