Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sağlıklı Bir Çevrede ve İklimde Yaşama Hakkı

İz-Afed derneği başkanı Servet Ertaş sağlıklı çevre ve iklimde yaşama hakkı için iklim kanunun ile ilgili son yazısını okurlarına sundu

İz-Afed derneği başkanı Servet Ertaş sağlıklı çevre ve iklimde yaşama

Türkiye’de siyasi gerginliğin had safhaya ulaştığı bir dönemde, “İklim Kanunu” tasarısı sessiz sedasız Meclis gündemine yeniden alındı, alelacele görüşülerek iktidar blokunun oylarıyla kabul edildi. Ülkemizin ve ekosistemin geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir yasa kabul edilirken, muhalefet partilerinden pek çok milletvekilinin Meclis’te bulunmaması ise ayrı bir tartışma konusu. Bu konuyu bir kenara bırakıp önemli bir gelişmeye geçelim.

Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.

Türkiye’de bunlar yaşanırken, Amerika İnsan Hakları Mahkemesi (Inter-American Court of Human Rights – IACHR), iki yıl boyunca hükümetlerden, şirketlerden ve yerel topluluklardan gelen 260’tan fazla başvuruyu değerlendirdi. Geçtiğimiz hafta ise, 2023 yılında Şili ve Kolombiya tarafından yapılan başvuruya cevaben bir danışma görüşü yayımladı. Bu görüş, iklim kriziyle ilgili devlet yükümlülüklerini netleştirmeyi amaçlıyordu.

Mahkemenin Kosta Rika’nın başkenti San Jose’deki merkezinde düzenlenen açık duruşmada, Yargıç Nancy Hernandez, iklim değişikliği ile insan hakları arasında açık bir bağlantıyı ilk kez IACHR tarihinde ortaya koyan bu çığır açıcı kararı okudu. Görüşte ayrıca, devletlerin ve şirketlerin küresel ısınmayı ve etkilerini azaltma yükümlülüğü olduğu da kabul edildi. 230 sayfalık bu tarihi kararda, ilk kez sağlıklı çevre hakkının bir alt kategorisi olarak “sağlıklı iklim hakkı” tanımlanıyor. Mahkeme yargıçları bu hakkı, doğa ve insanlar için tehlikeli olan insan kaynaklı müdahalelerden arındırılmış bir iklim sistemi olarak tanımladı.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. maddesi de benzer bir hakka ve hükme yer verir:

Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.

MADDE 56 – “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.”
Bu ifade, aslında Türkiye halkının henüz yeterince farkında olmadığı ve bu nedenle de yeterince savunmadığı bir hak olan çevre hakkını tanımlar. Bu hak, aynı zamanda en temel haklardan biri olan yaşama hakkının da tamamlayıcısıdır.

Amerika İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı, Anayasamızda yer alan “herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı”na benzer biçimde, “herkesin sağlıklı bir iklimde yaşama hakkı”nın da tespit ve tescil edilmesi bakımından tarihi bir başlangıçtır. Mahkemenin, ilk kez “sağlıklı bir iklimin herkes için hak olduğu” gerçeğini ortaya koyması ve devletleri fosil yakıtlardan çıkışa, karbon emisyonlarını azaltmaya çağırması, bu kararın bir diğer önemli yönüdür.

Bu karar, şüphesiz ki Güney Amerika’da yaşayan çevre ve ekoloji savunucularının uzun soluklu mücadelesinin bir ürünüdür. Onurlu ve vicdanlı insanlar dünyanın her yerinde var. Ülkelerinin ekonomik koşulları ya da siyasal rejimleri ne olursa olsun, bu onurlu vicdanlar asla susmaz.
Sağlıklı ve dengeli bir çevrede, afetlere dirençli kentlerde, insanca koşullarda yaşamak umuduyla herkese esenlikler diliyorum.

(*) Servet ERTAŞ
İZ-AFED (İzmir Afet Bilinci, Çevre ve İklim Farkındalığı Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı
Afet Bilinci Eğitmeni, Kent Çevre ve Yerel Yönetimler Yüksek Lisans Programı Mezunu
İzmir Kent Konseyi – Bütünleşik Afet Yönetimi Çalışma Grubu Kurucusu