İstanbul Ortaköy’de Almanya’dan gelen bir ailenin gıda zehirlenmesi şüphesiyle anne ve iki çocuğunun hayatını kaybetmesi, ülkenin midye ve sokak gıdaları güvenliğini bir kez daha tartışmaya açtı. Olayla ilgili soruşturma sürerken, İzmir’de merkezi bir yerde ruhsatlı midye satışı yapan bir esnaf, sektördeki tehlikeli geçmişe dair itiraf niteliğinde açıklamalarda bulundu.
“BAYAT MİDYEYİ ERTESİ GÜN YİNE KARIŞTIRIP VERİYORDUM”
İsmini vermek istemeyen işletme sahibi, seyyar satıcılık yaptığı döneme dair çarpıcı bilgiler verdi. İşletmeci, dükkan sahibi olmadan önceki uygulamalarını şöyle anlattı:
Ruhsatlı Midyeci: “Ben zamanında seyyar satıcılık yaptım seneler boyunca. Ben o zamanlar kalan midyeyi atmıyor veya dağıtmıyordum. Ertesi gün yine karıştırıp veriyordum. Bugün dükkan olduğum için yapma şansım sıfır, bugün öyle bir şey yapsam ben biterim. Kendi fişimi kendim çekmiş olurum.”
Esnaf, taze olmayan midyenin rahatsızlık verebileceği konusunda uyararak, vatandaşların midyeyi mutlaka faturalı ve denetimli yerlerden alması gerektiğini vurguladı.
DENETİMLER ÇOK SIKI: “NEREDEYSE HER GÜN GELİYORLAR”
Ruhsatlı dükkanların denetimler konusunda çok sıkı olduğunu belirten işletmeci, neredeyse her gün denetime gelindiğini ifade etti.
“Biz faturalı çalışıyoruz, kaç kilo geliyor kaç kilo satılıyor hepsi biliniyor. Aldığımız limona kadar yerini söylüyoruz çünkü limonsuz satamayacağımızı biliyorlar,” diyen esnaf, artık İzmir’deki midyelerin de büyük ölçüde çiftlik midyesi olduğunu ve toptancılarda büyük riskin kalmadığını, sorunun bayatlama veya uygunsuz saklama koşullarından kaynaklandığını dile getirdi.


