Diyarbakır’daki Vahşet: Abdurrahman Dağ Adalet Arayışında
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi kırsal Buyuransu Mahallesi’nde, 3 Mayıs 2022 akşamı yaşanan trajik olay, Abdurrahman Dağ’ın hayatını altüst etti. Bayram ziyaretinden dönen ailenin 34 DUG 48 plakalı otomobiline düzenlenen silahlı saldırı sonucu Garibe Dağ (46) ve kızı Nayime Dağ (18) yaşamını yitirdi. Abdurrahman Dağ (48), çocukları Mahir (6) ve Songül Dağ (14) ile birlikte ağır yaralandı, ancak “ölü taklidi yaparak” hayatta kalmayı başardı. Olayın davasında 3 sanık ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldu. Dağ ise telefon kayıtlarının incelenmesi talebiyle adalet arayışını sürdürüyor.
Olayın Detayları: Çapraz Ateşle Katliam
3 Mayıs 2022 akşamı, Diyarbakır’ın Buyuransu Mahallesi çıkışında, akraba ziyaretinden dönen Dağ ailesinin aracı çapraz ateşe tutuldu. Saldırıda Garibe Dağ ve kızı Nayime Dağ hayatını kaybetti. Yaralanan Abdurrahman, Mahir ve Songül Dağ, ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören Abdurrahman ve Songül ile Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi edilen Mahir taburcu oldu. Cenazeler, Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsinin ardından Yeniköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Mahkeme Süreci: 3 Sanık Mahkum, Ancak Adalet Eksik
Davanın görüldüğü Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Abdullatif Fırat (31), Sedat Botan (44) ve Emrah Hubel (31) ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Firari sanık Abdurrahim Göl hakkında ayrı bir dosya açılarak yakalandığında yargılanmasına karar verildi. Diğer iki sanık hakkında ise yeterli delil olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildi. Mahkeme, istinaf ve Yargıtay yolunu açık bıraktı.
Dava, bu ay istinaf mahkemesinde yeniden görülecek.
Baba Abdurrahman Dağ, tüm sorumlular ceza alana kadar mücadeleyi sürdüreceğini belirterek, “Ailemin katillerinin cezalandırılmasını istiyorum” dedi.
Abdurrahman Dağ’ın Talebi: “Telefon Kayıtları Dosyaya Eklensin!”
Abdurrahman Dağ, olayın planlı ve organize bir saldırı olduğunu savunuyor. Mahkemede, “Bu bir katliam, normal bir cinayet değil. Olayın 10-15 kişilik bir grup tarafından planlandığını iddia ediyorum. Olay günü son 24 saatteki telefon görüşmeleri incelensin, yardım ve yataklık yapanlar ortaya çıkarılsın. Devletimden bunu talep ediyorum!” dedi.
Dağ, Kafo ailesini sorumlu tuttuğunu öne sürerken, sadece 3 sanığın cezalandırılmasının yetersiz olduğunu ifade etti: “Kim bu işin içindeyse, herkes cezalandırılsın.”
Tanık İfadeleri: Tehditler ve Şüpheli Hareketler
Tanık Ş.F., olay anını şöyle anlattı:
“Abdurrahman bacanağım olur. Köyden 2-3 dakika önce çıkmıştı. Oğlum, ‘Silah sesi geliyor,’ dedi. Aracı gördüğümüzde taranmıştı. Tanığa göre Abdurrahman Dağ, saldırıdan Kafo ailesini sorumlu tuttuğunu söyledi, ancak isim belirtmedi.”
Diyarbakır Buyuransu da Başka bir tanık Y.D. ise, Sedat Botan’ın olaydan bir hafta önce Abdurrahman Dağ’ı tehdit ettiğini aktardı:
“Sedat, ‘Amcan bir daha gelirse kafasını koparacağım,’ dedi. Olay akşamı Emin Hubel’in aracı köye girdi ama durmadan geçti.”
Adalet Arayışı ve Devam Eden Soruşturma
Dağ, devletin koruması altında mahkemeye katıldığını belirterek, sürekli tehdit edildiğini ifade etti. Saldırının Topraktaş ve Buyuransu köylerinden organize edildiğini ileri süren Dağ, yardım ve yataklık yapanların da cezalandırılmasını istiyor. Mahkeme, Dağ’ın talebi üzerine telefon kayıtlarının incelenmesi için soruşturma açılacağını bildirdi. 1 firari sanığın ise halen arandığı öğrenildi.